Bakmaya meğilliyiz ama başka bir inanılmaz büyüklükte hakkında pek düşünmemiş olabileceğimiz bir boyut daha var: zaman.
Başka türler olabilir miydi? yerli teknolojiye sahip yükselmiş ve yok olmuş bir tür ve onlar veya onların yaptığı yapıtlar ayaklarımızın altına gömülmüş olabilir mi? bilimin bu konuda söyleyecek neyi var? ve bize etkileri nelerdir?
Dünyada yaşam 4 milyar yıldır var. Beş yüz kırk milyon yıl önceki kambriyen patlaması hayvanlar çağını müjdeleyene kadar çoğunlukla tek hücreli organizmalar vardı yerli uzaylılarımız için devasa bir zaman zaman penceresi onları nerede arayabiliriz? ve ne bulmayı umabiliriz? ne yazık ki bakabileceğimiz tek bir medeniyet var: kendimiz anatomik olarak modern insanlar 300 bin yıl öncesi civarında ortaya çıktı ve muhtelemen küçük gruplar halinde avcı toplayıcı olarak yaşayıp yavaşca dünyaya yayıldılar ilerleyişin yavaş ve hayat tarzımızın pek değişmemesine rağmen karışık yerel patlamalar olmuş olabilir. On bin yıl öncesine kadar ziraat devrimi yaşam tarzımızı sonsuza kadar değiştirip nufusun ve teknolojinin gelişmesine olanak tanıyana kadar sadece hayvanlar ile kültür ve uzaydan görünecek yapılardan ziyade gezegenin yüzünü değiştirip ormanları temizledik ve nefes kesen hızda ve büyüklükte şehirler ile tanrılarımız için tapınaklar yaptık.
Üç yüz yıl öncesine kadar sanayici bir tür haline geldik ve bir kez daha sayımız katlanarak büyürken dünya üzerindeki etkimiz de büyüdü 300bin yıllık uzun tarihimizin 3 aşaması olduğunu söyleyebiliriz. Tarihimizin %97 oranında avcı toplayıcı %2.9 oranında çiftci ve %0.1 oranında sanayiciyiz ve yine de dünya üzerinde çok yeniyiz en sağlam şey bile jeolojik zaman çizgisinde dayanıklıklığını kaybeder. En eski yüzey ölçekli alan necef çölünde bulunur 1.8 milyon yaşında bir kuraklık. Daha eski her şey ya toz oldu ya tersine döndü ya yerin altında ya da okyanus veya buzlar tarafından örtüldü. Bizim çağımız,Antroposen bir kaç milyon yılın içinde ancak bir kaç santimlik kalınlıkta bir tabaka olur. Bizden önce uzaylılar varsa ve onlar da bu üç aşamadan geçtiyse onlardan geriye ne kalırdı? kendimize bakarak yerli uzaylılar hakkında ne öğrenebiliriz? Avcı&Toplayıcı uzaylılar.
Aslında son bir kaç milyon yılda avcı toplayıcı uzaylıların olduğunu biliyoruz. atalarımız homo erectus ve kuzenleri neanderthaller veya denisovanlar ve muhtelemen daha bulmadıklarımız ya da sonsuza kadar zamana kaybettiklerimiz vucutlarının aletlerinin ve silahlarının hatta sanatlarının bile parçalarını bıraktılar bize o kadar uzak geçmişte yaşamamış olmalarına rağmen ne kadar uzun süre var olduklarını ve onlardan geriye kalanların ne kadar az olduğunu göz önünde bulundurarak başkalarının da olduğunu düşünmek çok kolay konuşup ateş yakıp alet kullanan sanatı ve kültürü olan bizim gibi zeki hayvanlar son 2 milyon yıldır homininiler avcı toplayıcı olarak yaşadı yani bu uzaylılar teknoloji ağacında hiç ilerlememiş olsaydı yüzlerce farklı tür hiçbir iz bırakmadan yok olurdu yapıtları ilk önce biyolojik ve sonra jeolojik süreçlere yem olurdu en kötü ihtimalle binlerce yıl sonra bulunacak kesinlikle hiçbir şey bırakmazlardı ama fosillere ne demeli? dinazor videomuzda fosilleşme sürecinin ne kadar düşük ihtimalli olduğundan daha detaylı bahsettik ama özetle:Dünyanın yüzbinlerce yıllık tarihi başına sadece avuç dolusu iyi fosil elde ediyoruzl yani bu insanların fosillerini kolayca gözden kaçırabiliriz ama elimizde olsaydı bile onları herhalde avcı toplayıcı olarak tanımlayamazdık.
Tarımsal&İmparatorluk uzaylıları insanlara yeniden bakarsak tarımsal toplumlar daha fazla kazılmayı ve bulunmayı bekleyen şeyler bıraktı çünkü daha sofistike, sağlam materyallerden yapılan aletler kullandılar ve milyonları besleyip daha fazla yapıt bırakmaları gerekiyordu çiftcilik onlara uzmanlaşma ve teknoloji geliştirmeye yazı yazmaktan yön bulmaya mimarlığa ve hükümet kurmaya olanak sağladı bin yıldan fazla sürede şehir devletleri krallıklara ve imparatorluklara dönüştü. bazıları düşmeden önce bin yıl hüküm sürdü inşa ettikleri binaların ya da anıtların çoğu hala ayakta ve onların izleri bir kaç bin yıl daha buralarda olacak bazılarının sadece yerde hatları kalacak ama gelecekteki arkeologlar'a hala tanınır olacaklar.
Piramidller kireçtaşından yapılma devasa yığınlar ki muhtemelen 100binlerce yıl buralarda olacaklar. Ve tarım ve imparatorluk döneminde yaşayan büyük insan popülasyonunun sayesinde onlar kaybolmadan bir kaç milyon yıl içinde daha fazla fosil ve yapıt keşfetmeyi bekleyebiliriz son bir kaç milyar yılda dünya üzerinde bir yerli uzaylı medeniyetinin yaşamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz çünkü diğer türlü bıraktıkları bir şeyi bulurduk bu hala yüz miyonlarca yıllık bir zaman penceresi bırakıyor karışık yaşamın ortaya çıkısına bir şey söyleyemeyeceğimiz yıllara dönelim eğer antik roma ve çin seviyesinde Sanayicilikten önceki imparatorluklar ve toplumlar varsa büyük ihtimalle iz bırakmadan kaybolurlardı aletleri hatta ileri seviyedeki metalleri çürüyüp giderdi. eğer kanal kazsalar ormanları temizleseler ve şehirler kursalardı izlerini doğadan ayırt etmek çok zor olurdu belki bir zamanlar taş ve tahtadan yapılma bataklıktaki ve göllerdeki etkileyici şehirleri işgal eden bir kafadan bacaklı bir imparatorluk vardı.
için sel bastırıp, şairleri şiirleri renkli dillerde okurdu belki de hiç endüstriyelleşmediler belki de toplumları çok sabit veya yeteri kadar yenilikçi değillerdi ya da hiç şansları olmadı meteor,salgın hastalık veya buz çağı gibi tek bir olay medeniyetlerini silmiş yumuşak bedenleri çürürken tapınaklarını yer altında bırakmış olabilir ne yazık ki elimizde böyle bir uygarlığa dair en ufak bir kanıt bile yok en iyi ihtimalle bir kaç milyon yıl sonra başarıları hiçliğe karışmış olurdu.
Endüstriyel&yerli uzaylılar insanlık gibi bugünkü endüstriyel medeniyetlere ne demeli insanların birden pandemi ,kozmik ışınlar ya da onun gibi bir şey yüzünden aniden yok olduğunu hayal edin geriye ne kalırdı? Gezegen üstündeki etkimiz atalarımızınkinden daha büyük seviyede fosil kayıtları muazzam bir vahşi yaşam neslinin tükenişini ve fosillerin patlamasını insanlarla ilişkilendirilmiş fare,inek,domuz,tavuk gibi hayvanları gösterecek. Atalarımızın yapıları gibi gökdelenler,sokaklarımız ve sabit sürücülerimiz basitce bir kaç bin yıl içinde kırıntılara ufalanacak ama her yerde çok insan olmasından dolayı aniden gelen sonumuzdan bir kaç bin yıl sonra varoluşumuza dair net ipuçları olurdu.
Sanayici yaşam tarzımızın yan ürünleri bizi yüz milyonlarca yıl ele verebilir. Büyük miktarlarda yapay gübre kullanıyoruz ki bu da toprakta depolanan dünyanın nitrojen akışını yeniden yönlendiriyor metalleri ve nadir bulunan dünya elementlerini kazmak uzun süreli yaralar bırakıyor ve dünyanın doğal kaynaklarını tüketiyor. Okyanuslarımızı denizin tabanına doğru yollarını bulacak ve varlığını yüz miyonlarca yıl koruyacak plastiklerle doyuruyoruz. Radyoaktif elementler ve onların çürüklerinin izleri var, laboratuvar ve silahların dışında doğal olarak bulunmayan elementler ve tabii ki kısa sanayi tarihimizde havadaki co2 miktarını büyük miktarlarda fosil yakıtları yakarak ve okyanusların asit oranını arttırarak ve benzeri şeylerle değiştirdik. Halihazırda jeolojik kayıtlarda bir iz bırakmış olabiliriz. Şimdiye kadar endüstriyel uzaylılara dair biz iz bulamadık. ne garip kimyasallardan oluşan tabakalar ne de yeri değiştirilmiş elementler.
Ne de bir zamanların büyük uluslarının başlattığı nükleer savaşa dair radyoaktif tabakalar görüyoruz fosil kayıtlarında büyük bir yok oluş ve devasa dönüşümler görüyoruz ama doğal yollarla meydana gelmediklerine dair bir kanıt yok ve ironik olarak burada ilginç bir sorunla karşılaşıyoruz. eğer sanayici toplumlar eko sistemi kendi yok oluşlarına neden olacak kadar baskılarlarsa o kadar da uzun süre var olmayacaklar ama eğer sürdürülebilir olurlarsa jeolojik kayıtlarda etkileri ufacık olabilir eğer geçmişteki sanayici medeniyetler yok olmadan önce sürdürülebilir olsaydı ufacık da olsa onları bilme şansımız olabilirdi her halükarda yüz milyonlarca yılın ardından bu işaretler çok ince ve üstünden çok geçilmiş olabilir ya da doğal olarak yorumlanabilir. iki milyon yıl önce sanayici bir uzaylı medeniyeti yaşamış ve yüz bin yıl ömür sürmüş olsa bile, sanayici insanlardan 300 kat fazla olsa da yine de jeolojik kayıtlarda gözden kaçırmak kolay olabilirdi her halükarda bunların hepsi tahmin.
en sonunda zekamızı kendimizi kör noktalarımıza dair herhangi bir şey bildiğimize inandırmaya kullanmamalıyız. bir şeye karşıt kanıtımız yok diye yaşandığını varsaymak kaçınmamız gereken bir tuzak. yani şimdilik zamanın büyüklüğüne bakarsak uzayın büyüklüğü kadar uzaylılardan yoksun görünüyor. Belki bu evrende yalnızız ve hep öyleydik. Belki eninde sonunda başkalarının izlerini bulacağiz,bilmiyoruz. ama önemli bir ana fikir var medeniyetimizin devamı garanti değil ve eğer dikkatli olmazsak sonsuza kadar yok olabiliriz. Umalım ki bir kaç milyon yıl içinde fosillerimizin kayıtlarını inceleyecek başka medeniyet olmasın.